TMK 118-123 NİŞANLILIK

Nişanlanma nedir?

 Nişanlanma, farklı cinsten iki kişinin aralarında herhangi bir evliliğe engel olacak durum ve sebep bulunmadığı hallerde karşılıklı olarak evlenme vaadiyle hareket ettikleri iki taraflı bir hukuki işlemdir.

Her nişanlanan evlenmek zorunda mıdır?

Evlenmeyen nişanlıyı evliliğe zorlamak için dava açılabilir mi?

 Her ne kadar nişanlılık evlilik vaadi anlamı taşıyor olsa da nişanlılığın tek taraflı irade tarafından sona erdirilmesi durumunda nişanlılığı devam ettirmek ve evlilik vaadini yerine getirmek isteyen taraf kendi hür iradesiyle nişanlılık durumunu sonlandıran tarafa evliliğe zorlamak adına herhangi bir dava açamaz ve bu yönde zorlamada bulunamaz.

Nişanın Bozulmasının Sonuçları Nelerdir?

 Nişanın bozulması durumunda farklı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bunlar;

Nişanı Bozan Taraftan Tazminat Alabilir miyim?

 Nişanlanma durumunun bitmesi durumunda iki çeşit tazminat karşımıza çıkmaktadır. Bunlar manevi tazminat ve maddi tazminattır.

 Maddi tazminat: Nişanlılardan biri haklı sebep olmaksızın nişanı bozması durumunda ya da nişan bir tarafın kusurları neticesinde bozulmuş olması durumunda kusuru olan taraf diğer tarafa yalnızca evlenme vaadiyle yapılan harcamalar ve katlanılan maddi fedakârlıklar karşılığında maddi tazminat isteminde bulunulması halinde uygun miktarda maddi tazminat vermekle yükümlü hale gelecektir. Bunlar çeyiz harcamaları, davetiyeler, eşya satın almaları gibi birçok farklı harcamalar olabilmektedir.

Nişan Bozulduğunda Alınan Hediyeler Geri Verilir mi?

 Nişanlılık durumu evlenmeden herhangi bir nedenle biterse, nişanlıların birbirlerine vermiş oldukları, alışılmış olmayan yani mutad dışı hediyeler geri istenilebilecektir. Bu tür hediyelerin geri alınması isteminde kusur aranmaz. Bu hediyeler aynen, mevcut değil ise mislen ya da sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri istenir.

 Alışılmış mutad nişan hediyelerin ise iadesi talep edilemeyecektir. Bu tür hediyeler giyilmekle veya kullanılmakla eskiyen tüketilen eşyalardır. Mutad eşya olabilmesi için genel örf ve âdete göre verilen hediyelerden olması ve bu hediyelerin maddi değerinin yüksek olmaması gerekmektedir. Bu duruma kişilerin sosyal ve mali hayatları incelenerek karar verilmektedir fakat yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmamakta ve iadesi söz konusudur.

 Kısaca toparlamak gerekirse nişan bozulduğunda yalnızca mutad olmayan eşyaların iadesi istenebilmekte; nişan yüzüğü, giyilmekle ve kullanılmakla eskiyen tüketilen eşyalar mutad eşya sayılmakta ve iadesi istenilememektedir.

Nişanın Bozulması Sonrası Ne Zamana Kadar Dava Açabilirim?

 Nişanlılık durumunun taraflardan birinin isteği veya kusuru ile sona erdirilmesi durumunda nişanlı olan diğer taraf için bazı dava hakları ortaya çıkmaktadır. Fakat dava açma hakkı Türk Medeni Kanunu’muzda belirli bir süreyle kısıtlanmıştır. Nişanlılığın sona ermesinde kusuru olmayan tarafın nişanlılığı sona erdiren tarafa karşı açabileceği davaların zaman aşımı 1 yıldır bu nedenle sona erme durumundan itibaren bir yıl içinde dava açılmaz ise dava hakkı doğan taraf dava hakkından feragat etmiş olmaktadır ve tekrar dava açma hakkı bulunmamaktadır.

Nişan Konusu Medeni Kanunda Hangi Maddelerde Düzenlenmiştir?

 Nişan konusu, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 118-123. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. İlgili maddeler dipnotsuz olarak aşağıda yer almaktadır.

 Madde 118- Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur.

 Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.

 I. Dava hakkının bulunmaması

 Madde 119- Nişanlılık, evlenmeye zorlamak için dava hakkı vermez.

 Evlenmeden kaçınma hâli için öngörülen cayma tazminatı veya ceza şartı dava edilemez; ancak yapılan ödemeler de geri istenemez.

 II. Nişanın bozulmasının sonuçları

 1. Maddî tazminat

 Madde 120- Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddî fedakârlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır.

 Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana ve babası veya onlar gibi davranan kimseler de, aynı koşullar altında yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler.

 2. Manevî tazminat

 Madde 121- Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

 III. Hediyelerin geri verilmesi

 Madde 122- Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.

 Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.

 IV. Zamanaşımı

 Madde 123- Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Nişanın Bozulması Konusunda Örnek İçtihatlar

 T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

 Esas Yıl/No: 2014/11476

 Karar Yıl/No: 2015/4598

 Karar tarihi: 23.05.2015

 Taraflar arasındaki nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:

 Y A R G I T A Y K A R A R I

 Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının 30.04.2011 tarihinde nişanlandıklarını, ancak davalının nişandan sonra müvekkilinin aramalarına cevap vermediğini, sonrasında davalının babasının müvekkilini arayarak nişanın bozulduğunu bildirdiğini, müvekkilinin nişanın bozulmasından dolayı derin bir üzüntü ve utanç duygusu içerisine girdiğini ileri sürerek; nişan için verilen hediyeler karşılığında şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile nişanın haksız olarak bozulması nedeniyle 20.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 07.11.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de maddi tazminat talebini 2.474 TL ye yükseltmiştir.

 Davalı, davaya cevap vermemiştir.

 Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 2.141,20 TL maddi ve 2.500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

 TMK. nin 121. maddesine göre; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."

 Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Yargıtay uygulamasında, nişanlı kızın iğfal edilmesinden, mutat nişanlılık münasebetleri sırasında çok samimi bir suretle devam eden ilişkiden sonra ya da taraflardan birinin diğeri hakkında iffet, namus veya sağlık bakımından yakışık almayan dedikodular çıkarması sebebiyle nişanın bozulması gibi durumlar, nişanlıların evlenme şansını azaltacağı için manevi zarar kapsamında sayılmıştır.

 Somut olayda; davalının, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir davranışta bulunduğu iddia ve ispat edilmemiştir.

 Bu durumda; mahkemece, manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığı gözetilerek bu istemin reddine karar verilmesi gerekirken, sırf nişanın bozulması nedeniyle davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

 SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 (kaynak: karararama.yargitay.gov.tr)

 T.C. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi

 Esas Yıl/No: 2012/15114

 Karar Yıl/No: 2012/20888

 Karar tarihi: 08.10.2012

 Dava dilekçesinde nişan hediyelerinin aynen veya bedeli 7765,00 TL maddi,5000,00 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Birleşen dava dosyasında ise; maddi tazminat hakları saklı tutularak 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın reddine; birleşen davanın kısmen kabulü ile 3000,00 TL manevi tazminatın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davacı (birleşen dosya davalısı) tarafından temyiz edilmiştir.

 Y A R G I T A Y K A R A R I

 Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, davalının nişanı sebepsiz yere bozduğu belirtilerek, nişan hediyelerinin aynen iadesi olmadığı takdirde 7.765,00 TL bedelinin ve 5000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili talep edilmiştir. Birleşen dava dosyasında ise, nişanın karşı tarafın kusuru nedeniyle bozulduğu ve nişandan ayrılan kızın küçük bir yer olan köyde yaşaması nedeniyle evlenme şansının azaldığı gibi hiçbir neden yok iken ayrılması nedeniyle kişilik haklarının zedelendiği ileri sürülerek 20 000,00 TL manevi tazminatın tahsili istenilmiştir. Mahkemece; davacı ... ’in kendisi ve yakınları tarafından davalıya nişan nedeni ile takılan altın ve hediyelerin davalı ...’nın yaşadığı köyün örf ve adetlerine göre nişan erkek tarafından bozulduğu takdirde iadesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile nişan hediyelerinin aynen iadesi isteminin reddine; davacı ... nişanın bozulmasında ağır kusurlu olduğundan manevi tazminat talebinin reddine; birleşen dava yönünden, köyün sosyal, kültürel ve ekonomik yapısı, örf ve adet gereğince nişanın erkek tarafından bozulması nedeniyle ... ’nın içine kapandığı, hüzünlendiği, toplum içine bir müddet çıkamadığı, ağladığı, moralinin bozulduğu bunda davalı ...’in kusurlu olduğu gerekçesi ile 3000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı (birleşen davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.

 1-Asıl dava yönünden;

 Kural olarak, TMK'nun 122 nci maddesine göre nişanın bozulması sebebiyle hediyelerin geri alınması istemine dair davalarda kusur aranmaz. Mutad dışı hediyeler ise aynen iade edilir. Aynen iade mümkün değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Ancak, giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen ( elbise, ayakkabı, kuaför gideri, pasta, meyve suyu vs, gibi ) eşyaların iadesine karar verilemez.

 Yerleşik Yargıtay Uygulamalarına göre de altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp iadesi gereken hediyeler olarak değerlendirilmektedir. Kaldı ki, davalı 28.04.2009 tarihli duruşmadaki beyanında altınların kendisinde olduğunu ikrar etmiştir.

 Ancak, buna rağmen davacının nişan hediyelerine ilişkin istemi, nişanda takılan takıların nişanın davacı tarafından bozulduğu ve örf adet gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.

 Dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile davalı beyanından davalıya takılan ziynet eşyaları yönünden aynen veya bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçeler ile istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 2-Birleşen dava yönünden;

 TMK. nin 121.maddesine göre; "Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi, tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir. "Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali, manevi tazminata esas alınamaz. Ne var ki, davacı; nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise, bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Somut olayda, davalının (birleşen dosya davacısı) salt üzüntü duyması nedeniyle manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (kaynak: karararama.yargitay.gov.tr)

 T.C YARGITAY 4.Hukuk Dairesi

 Esas: 2021/ 671

 Karar: 2021 / 3465

 Karar Tarihi: 22.06.2021

 YARGITAY KARARI

 MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi

 Taraflar arasındaki asıl davada nişan hediyelerinin iadesi ve manevi tazminat, karşı davada kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 22/10/2020 gün ve 2018/942-2020/3602 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı- karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK.nun 440-442. Maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü;

 Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 490,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 123,60 TL peşin harcın karar düzeltme harcına mahsubuna, 22/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

 KARŞI OY YAZISI

 Eldeki davada davacı ... önce 11/02/2013 tarihinde Malatya I. Aile Mahkemesinde nişan bozulması nedeniyle evlenmek amacıyla yaptığı harcamalar ve maddi fedakarlıklar için ve kişilik hakları zedelendiğinden maddi ve manevi tazminat davası açmış davalı .... karşı dava olarak manevi tazminat davası açmıştır. Mahkemece nişan olduğuna dair bir görüntü olmadığı bu nedenle hukuken geçerli bir nişan akdinin olmadığı bu nedenle görevsiz olduğuna karar vermiştir. (Mahkemenin bu gerekçesi yerinde değildir, aşağıdaki bölümlerde tartışılacaktır.)

 Görevsizlik kararı ile dava dosyası Malatya 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş yargılama sonunda mahkeme yazılı gerekçe ile asıl davayı ve karşı davayı kabul etmiştir. Tarafların temyizi üzerine Dairemiz taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK 285 md. kaynaklandığını davacının 295. maddesinde sayılan hallerden birine dayanıp ispat edilemediği ve kişilik haklarının zedelenmediği gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmesi gereğine değinilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

 Davacı karar düzeltme talebinde bulunmuş Daire çoğunluğu bu talebi red etmiştir. Bu karara katılmıyoruz.

 TMK 118 maddesi nişanlanmayı açıklamış devamı maddelerinde nişanın bozulması maddi-manevi tazminat talepleri düzenlenmiş ve 122. madde de ise hediyelerin geri istenmesi nasıl olacağı açıklandıktan sonra "Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanacağı" öngörülmüştür.

 Aile mahkemesinin görevsiz ilamı içeriğine göre davacı 1965, davalı 1976 doğumlu, davacının ikinci evliliğinin 14/11/2011, davalının ise evliliğini 21/10/2011 tarihinde boşanma ile sona erdirmiştir ve nüfusa tescil edilmiştir.

 Dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların tanışmaları boşanmalardan önce 30/08/2011 tarihinde gerçekleşmiştir.

 TMK nişan için herhangi bir şekil şartı öngörmemiştir. Taraflar kendi aralarında da sözlenebilir. Somut olayda olduğu gibi belli yaşa gelmiş çocukları olan tarafların bir törenle nişanlarını ilan etmelerini beklememek gerekir. Kaldı ki tarafların ve taraf tanıklarının beyanlarına göre aileler de birbirleriyle tanışmışlardır. Yine bilirkişi raporundaki harcama kalemlerinin tarihlerine bakıldığında 2012 yılında olduğu görülmektedir. Tarafların boşanmalarından sonradır. Evlilik akdinin ön akdi gibi görülen nişanlılık veya sözlenmenin hayatın olağan akışı içerisinde gerçekleşen olaylarda varlığı kabul edilebilir. Davalı savunmalarında "Davacının ahlaka aykırı bir sonuç elde etmek için hediyeleri aldığını" ileri sürmüşse de kendisinin aşamalarda verdiği ifadeler ve tanık beyanları ile bu gibi savunmaların haksız çıkma içgüdüsü ile olduğu anlaşılmaktadır.

 Davalı da karşı davasında "hiç kimse bir başkası ile evlenmek zorunda değildir" diyerek ceza davasına konu olan olaya kadar evlenme amacı için birlikte olduklarının karinesidir.

 Bu nedenlerle esasen Aile Mahkemesinin kesinleşen görevsizlik kararının da yerinde olmadığı görüşündeyiz.

 Yerel mahkeme görevsizlik kararından sonra gerekçesinde TBK 77.md. (Sebepsiz zenginleşme) hükmünü tartışarak asıl davanın (maddi tazminat yönünden) kabulüne karar vermiştir. Manevi tazminat yönünden ise somut olayı değerlendirerek kişilik haklarının zedelendiğini kabul etmiştir.

 Yerel mahkeme asıl dava yönünden 73.070,59 TL talebi kabul etmiş, bilirkişi raporundaki mutat hediye miktarı olan 26.033,00 TL'yi kabul etmemiştir. Bu hüküm TMK 122 md. hükmüne uygundur.

 Yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki birlikteliğin yasal olarak korunması gereken bir birliktelik olduğu kabul edilerek HMK 33. md. hükmüne göre hakim Türk Hukukunu resen uygulayarak sayın çoğunluğun davacının karar düzeltme taleplerinin reddi yönündeki görüşüne katılmıyoruz.

 Davacının karar düzeltme talebi kabul edilerek yerel mahkeme kararı asıl dava yönünden de onanması görüşündeyiz. 22/06/2021(mevzuat.sinerjias.com.tr)